21.09.2010

Erol Evgin - Bir de Bana Sor


45'lik Plak (Açılır Kapaklı Birinci Baskı/ Ronnex RON 1026)
A Yüzü: Bir de Bana Sor
B Yüzü: Etme Eyleme
Sen ve Eski Günler şarkılarının yer aldığı ilk 45'liğini 1969 yılında yayınlayan Erol Evgin uzun bir süre beklediği çıkışı yakalayamamış ancak 1974 yılında TRT'nin düzenlediği 1. Toplu İğne Yarışması'nda üçüncülüğü elde eden şarkısı Geli Geliver ile adını daha geniş kitlelere duyurmayı başarmıştı. Erol Evgin'in adını memleketimizin dağlarına taşlarına yazdıracak şarkı ise 1976 yılında piyasaya çıkan İşte Öyle Bir Şey oldu. Sözlerini Çiğdem Talu'nun yazdığı, bestesini Melih Kibar'ın yaptığı İşte Öyle Bir Şey bir çok dergi ve gazetenin yıl sonu anketinde sadece "Yılın Şarkısı" seçilmekle kalmadı, Türk Pop Müziği'nde "şarkıcı/ şarkı sözü yazarı/ besteci" işbirliğinin de önünü açmayı başardı. (İşte Öyle Bir Şey'in elde ettiği başarıların ayrıntıları yukarıda yer alan plağın arka kapağında yer alıyor.)
Erol Evgin'in Ronnex Plak Şirketi için kaydettiği ilk plak olan İşte Öyle Bir Şey sadece eleştirel anlamda başarılı olmadı, oldukça yüksek bir satış rakamını da yakaladı. Plak şirketi sahipleri, olağanüstü bir başarı elde eden bu 45'liğin satışlarından fazlasıyla memnun kalmış olacaklar ki, firmalarından çıkacak ikinci Erol Evgin 45'liği için kesenin ağzını açmaktan sakınmadılar. Böylece 1977 yılının Şubat ayının sonlarında Ronnex imzalı ikinci Erol Evgin 45'liği (yukarıda görülen) açılır lüks kapağıyla piyasaya çıktı. Kazağının içine giydiği gömleğiyle "Evlerin ışıkları bir bir yanarken" şehri dolaşmakta olan bir adamın resmedildiği bu orta kapak Betül Atlı'nın imzasını taşırken, ön taraftaki Erol Evgin portresinin kime ait olduğuna dairse plak kapağına hiçbir not düşülmemişti.
Ronnex'ten çıkan ilk Erol Evgin 45'liğinde olduğu gibi bu ikincisinde de Talu/ Kibar imzalı şarkılar yer alıyordu. Bu kez plağın A yüzüne Bir de Bana Sor, B yüzüne ise Etme Eyleme adlarını taşıyan şarkılar seçilmişti. Ancak Hey dergisi her iki şarkının da müzikseverler tarafından çok beğenildiğini fark etti ve plağı iki şarkısıyla beraber listelerine almaya karar verdi. Plak çıkışından yaklaşık bir ay kadar sonra Hey dergisinin 28 Mart 1977 tarihli sayısında eleştirildi ve tam "beş yıldız"a değer görüldü. "Erol Evgin'i yücelttiği"ne karar verilen bu plak piyasaya çıkışının hemen akabinde 14 Mart tarihli, asıl listeye aday plaklardan oluşan "Tip 20" listelerine 1 numarasından giriş yaptı ve ertesi haftadan itibaren de asıl listelerde hızla yükselmeye başladı.
25 şarkılık yerli 45'likten oluşan Hey listelerinde hızla yükselişe geçen Bir de Bana Sor/ Etme Eyleme, dokuz hafta sonra 1 numara olmayı başardı.
Firmalarından çıkan bu ikinci Erol Evgin 45'liğinin yakaladığı hızlı satış grafiği Ronnex yetkililerini de harekete geçirmekte gecikmedi ve hemen plağın yeni bir baskısı gündeme geldi. Ancak hazır satmakta olan bir plak için artık o kadar masraf yapılmasına gerek yoktu ve yeni baskı plak kapakları öncekiler gibi "açılır kapaklı" olmayacaktı. İkinci baskının kapaklarında hemen göze çarpan bir diğer "önemli fark" ise ön kapaktaki Erol Evgin portresiydi.

45'lik Plak (İkinci Baskı/ Ronnex RON 1026)
A Yüzü: Bir de Bana Sor
B Yüzü: Etme Eyleme

Bir de Bana Sor ve Etme Eyleme şarkılarının yer aldığı 45'lik plağın ikinci baskısının kapağında da ilk baskıdaki fotoğraf kullanılmıştı. Ancak dikkatli bakıldığında; ilk baskıda Erol Evgin'in yüzünde görülen sakal ve sivilce izlerinin hiçbirinin artık orada olmadığı fark ediliyordu. Evgin'in yüzü ilk baskıya nazaran oldukça aydınlanmış, gözlerinin altındaki kırışıklıklar bile neredeyse yok olmuştu. Günümüzde olsa Photoshop'la 30 saniyede halledilebilecek bu değişimi o günlerde kim, hangi teknikle yapmıştı kim bilir? "Photoshop devrimi"nden "çoook" önce kotarılan bu kapağın, Türk Pop Müziği tarihinde "çoook" önemli bir yeri olduğunu söylersek "çoook" abartmış mı oluruz acaba?

11.09.2010

30 Yıl Önce - 30 Yıl Sonra: 45'liklerden 45'ime...


Düşününce şaka gibi geliyor ama 12 Eylül 1980'in üzerinden tam 30 yıl geçmiş... O Cuma sabahını çok iyi hatırlıyorum aslında; yaz tatilinde ilk (ve son) kez bir buzdolabı tamircisinde çırak olarak çalışmıştım. Aldığım ücreti tam olarak hatırlamıyorum ama haftalığımın neredeyse tamamı her hafta sadece bir 45'lik plak almama yetiyordu. İşin ilginç yanı; 1988 yılına kadar hiç pikabım olmadı. Buna rağmen kazandığım parayla her hafta sonu gidip bir 45'lik plak alıyordum. 33'lük albümleri almama sebeplerimden biri daha pahalı olmalarıydı ama asıl sebebi plaklarımı dinleyebileceğim tek yer olan amcamların evindeki pikabın sadece 45'lik çalıyor oluşuydu (-ki amcam öleli nerdeyse 10 yıl oluyordu, yengem artık yalnız yaşıyordu). Eşrefpaşa'daki evimizden kalkar, Konak'a iner, vapurla Karşıyaka'ya geçer, vapurdan indikten sonra yaklaşık 3 km. yürüdükten sonra varırdım yengemlerin evine. Sağolsun o da beni evde yalnız bırakır ben de plaklarımı dinleme fırsatı bulurdum.

1980'in yaz ayları, ülkemizde 45'lik plakların yavaş yavaş yok olmaya başladığı dönemdi aynı zamanda. Artık tek tük yerli baskı 45'lik çıkıyordu piyasaya. O yaz aldığım 45'liklerden bazıları 30 yıldır benimle beraber yaşıyorlar ama bir çoğu da çoktan kaybolup gitti. Ancak iki elimin parmakları kadar tutan o 45'likler arasında; Blondie'nin Heart Of Glass'ı, ABBA'nın Gimme Gimme Gimme'si, Boney M'in Hooray Hooray ve El Lute'si, Teach-In'in Dear John ve The Robot'u, Emyl Starr'ın Santiago Lover'ı, Bo Derek'in "10" filminin müziği olan Ravel'in Bolero'su, Karen Young'ın Hot Shot'ı ve kırık olmasına rağmen atmaya kıyamayıp hâlâ elimde tuttuğum Ajda Pekkan'ın Pet'r Oil'ü vardı sanırım. Hâlâ elimde olan sonuncusu dışındakileri de şu son üç-dört ayda tekrar elde etmeyi başardığım için çok mutluyum. (Bu plakların hepsini ilerleyen vakitlerde bu sitede bulabilirsiniz.)

Yaz boyunca aldığım plakların sayısı 10'lu sayılara henüz ulaşmıştı ki, okulların açılacak olmasından dolayı işten ayrılacağım günün sabahı 12 Eylül darbesi gerçekleştirildi. Sabah evden çıkıp işyerinin yakınında bulunan gazete bayiine gelene kadar durumu pek idrak ettiğim söylenemez. Ne zaman ki gazete satıcısının önüne dizilmiş upuzun kuyrukta bir ortaokul arkadaşıma rastladım ve konuştum, ancak o zaman anladım olağanüstü bir durumun olduğunu... Halkımız o günlerde askerler tarafından yapılan bu darbeyi; sokaklarda terörün kol gezdiği sıkıntılı günlerin bitişi olarak algıladığı için, ortalıkta hemen herkesi sarıp sarmalayan, hissedilir derecede bir mutluluk rüzgarı esip duruyordu. Bu "idrak edememe hâli" '82 Anayasası'na milletçe "Evet" diyeceğimiz güne kadar hiç bozulmadan devam etti. Sonrası malûm...

12 Eylül sonrası herkesi sarhoş eden o saadet meltemleri sadece biz sıradan insanları değil şov dünyasındaki yıldızları da etkisi altına almıştı kısa sürede. İhtilal'den bir hafta sonra piyasaya çıkan Hey dergisinin sayfalarında bu "kolektif mutluluk tablosu"nu çok net görmek mümkün. Dergi sayfalarında fazlasıyla hissedilen bu "memnuniyetlik hâli" daha üçüncü sayfada Genel Yayın Yünetmeni Doğan Şener'in başyazısında başlıyordu. Yazıya "Nihayet Atatürk'ü hatırlayanlar çıktı" diye başlayan Şener o haftaki yazısını "Güzel günler bizimdir" diye bitiriyordu. Derginin ilerleyen sayfalarında yer alan 12 Eylül darbesiyle ilgili yazının başlığı ise durumu gayet net gözler önüne seriyordu:
Sanatçılar yeni yönetim için aynı görüşte birleştiler:
"Mutluyuz... Ülkemize hayırlı olsun..."

İki sayfa süren ve çeşitli sanatçıların görüşlerine yer veren bu yazıda en ilgi çeken beyanat tabii ki Bülent Ersoy'dan gelmişti. "Başta değerli komutan Sayın Evren Paşa olmak üzere tüm rütbeli ve rütbesiz büyüklerine ve arkadaşlarına sonsuz teşekkürler eden" Ersoy ilerleyen yıllarda başına "teşekkür ettiği rütbeli ve rütbesiz büyükleri sayesinde" neler geleceğini bilse acaba hangi cümleleri kurardı dersiniz?
12 Eylül 1980'den tam 30 yıl sonra bugün yapılacak olan referandum için "Evet" oyu kullanacağını açıkladığı için protesto edilen Sezen Aksu'nun ex-hayranları, 30 yıl önceki darbeden sonraki düşüncelerini bilseler belki bu kadar şaşırmazlardı. "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ülkemizde her şeyin çıkmaza girdiği bir dönemde yönetime el koyduğu"nu düşünen Aksu, malûmunuz; ilerleyen yıllarda o çıkıldı sandığı çıkmazlarda Cumartesi Anneleri'yle karşılaşacak ve bir hayli şaşıracaktı.

30 yıl önce bugünlerde hayatıma girmeye başlamış olan 45'lik plakların etkisi mi daha güçlü oldu ilerleyen yıllarda, yoksa 12 Eylül darbesinin olumsuz sonuçları mı, tam kestiremiyorum. Ama 15 yaşında 45'lik plaklar ve askeri darbeler hakkında ne hissediyorsam, 45 yaşımda da aynı şeyleri hissettiğimden eminim...

10.09.2010

Beş Yıl Önce On Yıl Sonra - Yağmur (Rain)


Beş Yıl Önce 10 Yıl Sonra - Beş Vals 10 Tango
33 Devir Longplay (Türkiye Baskısı/ Balet LPB 250)
B Yüzü- 2. Şarkı: Yağmur (Rain)/ Bana Yalan Söylediler (Gypsy)

Bu kez "cover'ın cover'ı" diyebileceğimiz bir Yağmur yorumu söz konusu. Yanlış hatırlamıyorsam Stars On 45 projesinden ilham alarak oluşturulan Beş Yıl Önce On Yıl Sonra grubu, ikinci albümleri 5 Vals 10 Tango'da Pekkan kardeşlerin, sözleri Fikret Şeneş tarafından yazılmış iki şarkısını birleştirerek tekrar yorumlamışlardı. İşin güzel tarafı, Ajda Pekkan'ın Yağmur'una eklenen Bana Yalan Söylediler de, bestesi yine Jose Feliciano'ya ait olan Gypsy isimli şarkının Türkçe uyarlamasıydı.
Yıllardır sadece 33'lük plaklar (ve kasetler) üzerinde kalmış olan bu yorum geçtiğimiz günlerde nihayet Ossi Müzik sayesinde CD'lere aktarılmış oldu. Ancak (yukarıda yer alan ikinci resimdeki gibi) dörde açılan longplay kapağının güzelliğini CD versiyonunda bulmak ne yazık ki mümkün değil. Yine de "müziğin sadece müzikten ibaret olduğu"nu düşünenlerdenseniz albümün CD'siyle yetinmeniz de mümkün.

Rana Alagöz - Yağmur (Rain)


45'lik Plak (Türkiye Baskısı/ Arya Plak 5019)
A Yüzü: Kazonova
B Yüzü: Yağmur

Üçüncü Türkçe Yağmur versiyonu; A yüzünde Kazonova adında (o yıllarda kazanovalara kazonova mı deniyordu acaba?) yine yabancı bir bestenin Türkçe sözlü yorumunun bulunduğu, Rana Alagöz'ün 1970'de yayınlanan bir 45'lik plağının B yüzünde yer alıyor. Bu kez sözler (plağın A yüzünde olduğu gibi) Ülkü Aker tarafından yazılmış. Diğer ikisi gibi bu yorumun adında da Yağmur olmasının; "yağmur" kelimesinin tıpkı "rain" gibi iki heceden oluşmasının getirdiği kolaylıktan mı, sözleri yazan şarkı sözü yazarlarının (ve şairin) hayal dünyasının kapasitesinden mi, yoksa şarkının aslına sadık kalma sevdasından mı kaynaklandığını artık bilemiyoruz. Büyük ihtimalle üç neden de etkili olmuştur bu sonucun oluşmasında...

Yağmur, Rana Alagöz'ün 45'liğinin B yüzünde yer almasına rağmen plağın ön kapağında sadece bu şarkının adına yer verilmiş. Arka kapakta ise, plakta sesini duyamadığımız halde orkestrasıyla kardeşine destek vermiş olan Selçuk Alagöz'ün adı yazıyor. Resimde ise ağabey Alagöz çoğu kardeşlerinden oluşan orkestrasıyla birlikte poz vermiş. Üç versiyon arasında en az ilgi gören olmasına rağmen Ülkü Aker'in sözlerini yazdığı Yağmur, bana kalırsa en "hüzünlü" Türkçe yorum aynı zamanda...

9.09.2010

Nesrin Sipahi - Yağmur Seninle Güzel (Rain)


45'lik Plak (Türkiye Baskısı/ Odeon LAAS 10296)
A Yüzü: Yağmur Seninle Güzel
B Yüzü: Sen Kiminsin

Ajda Pekkan'ın Yağmur olarak plak yaptığı Jose Feliciano'nun bestesi Rain'i 1970 yılında Nesrin Sipahi de farklı sözlerle ve Yağmur Seninle Güzel ismiyle kaydetti. Nesrin Sipahi, aslen Türk Sanat Müziği solisti olmasına rağmen o yılların modasına uyarak bazı plaklarında Pop müzik şarkıları da söylemişti. Odeon tarafından yayınlanan ve A yüzünde Ümit Yaşar Oğuzcan'ın sözlerini yazdığı Yağmur Seninle Güzel'in bulunduğu 45'lik plağın B yüzündeki şarkının adı ise Sen Kiminsin?... Plağın A yüzündeki bestenin sahibi ve orijinal adı belirtilmiş olmasına rağmen B yüzündeki bu şarkının orijinali hakkında plak kapağında hiçbir bilgi yer almıyor. Sözlerin Ülkü Aker'e ait olduğunun belirtilmesi ise unutulmamış.

Sanatçının birçok plağı gibi Yağmur Seninle Güzel 45'liğinin kapağı da özenle hazırlanmış. Ön ve arka kapak dışında, plağı açtığınızda üzerinde şarkı sözlerinin yazılı olduğu bir de orta kapakla karşılaşıyorsunuz. Ayrıca arka kapaktaki "Yağmur" kelimesinin "yumuşak g" harfinin üzerine bir yağmur damlasının yerleştirilmiş olması, güzel bir ayrıntı olarak göze çarpıyor. O günlerin gazetelerinde yayınlanan ilanlarda plağın "lüks zarf içinde" piyasaya çıktığı da özellikle belirtilmiş.

Nesrin Sipahi'nin Türk Sanat Müziği şarkılarından bir çoğu Odeon plak şirketi tarafından CD'lere aktarılmış olmasına rağmen Pop Müzik şarkılarının bir çoğu hâlâ 45'likler üzerinde kalmış durumda. Bu makûs talihi kıranlardan biri, neyse ki Yağmur Seninle Güzel... 2006'nın sonlarına doğru yayınlanan "Bak Bir Varmış Bir Yokmuş" serisinin dördüncüsünde bu şarkı yer alıyor.

Billboard Türkiye'nin ilk sayısında bu albüm üzerine yazmış olduğum ve aşağıda görülen yazıdaki görüşlerimin bazılarına şu an katılmadığımı da belirteyim. Sanırım o yıllarda "nadir bulunan" kayıtlar üzerine henüz çok fazla kafa yormamışım.

8.09.2010

Sylvie Vartan - Abracadabra


Vinyl 7" Single (Italy/ RCA N-1590)
Side A: Abracadabra
Side B: La Maritza

Ajda Pekkan'ın A yüzünde, bestesi Jose Feliciano'ya ait Rain şarkısının yer aldığı 45'lik plağın B yüzündeki şarkının adı ise Tek Yaşanır mı? idi. Şarkının orijinalini 1969 yılında Abracadabra adıyla Sylvie Vartan plak yapmıştı. Ülkemizde dört şarkılık bir EP olarak yayınlanan bu 45'lik plağın bu sayfalara koyduğum İtalyan baskısında sadece iki şarkı yer alıyor. Sylvie Vartan özellikle kocası Johnny Hallyday'yle yaşadığı gök gürültülü ve sağnak yağışlı evliliği dolayısıyla o yılların magazin basınında sıkça anılan bir yıldızdı. 60'lı yıllarda ülkemizdeki ününün doruğuna erişmiş olan Fransız şarkıcıyı Milliyet gazetesi 13 Haziran1965 tarihindeki Pazar ilavesinde şu şekilde tanıtıyordu:

Röportajda Sylvie Vartan "Dünyanın en centilmen polislerinin İstanbul'da olduğu"na dair bir takım inançlarının yanı sıra İstanbul'da en çok sevdiği yerin Kapalıçarşı olduğunu da itiraf ediyordu.
Sylvie Vartan'ın sesinden Abracadabra ülkemizdeki listelerde zirveye yerleşemese de ilk 10'a girmeyi başardı. 22 Mart 1970 tarihli Müzik Klübü köşesinde "Yeni Çıkan Plaklar" köşesinde okuyucuya tanıtılan bu 45'lik yine aynı sayfalarda yer alan listelerin 8 numarasına kadar yükseldi.

Jose Feliciano - Rain


45'lik Plak (Türkiye baskısı/ RCA 69923)
A Yüzü: Rain
B Yüzü: She's A Woman

Geçtiğimiz günlerde televizyon kanallarından birinde, başrollerini Perihan Savaş, Serdar Gökhan ve Mesut Engin'in paylaştığı Sevmek adında bir yerli filme rastladım. Film birbirini seven iki gençle, o gençlerden birine aşık olgun adam üçgeninde geçen bir öyküyü anlatıyordu. Benim dikkatimi çekense filmde Mesut Engin'in "sözüm ona" müzik grubu ve grubun turne minübüsü oldu. Minübüsün her tarafında kocaman harflerle o yılların bazı popüler şarkılarının adı yazılıydı. Filmin vizyon tarihi 1974 olmasına rağmen arabanın üzerinde en çok dikkati çeken şarkı ismi 1969 yılına ait Rain'di. Jose Feliciano'nun bestelediği ve söylediği bu şarkıyı o yıllarda ülkemizde bilmeyen yoktu desek yeridir. Aslına bakarsanız; Stevie Wonder gibi gözleri görmeyen bir sanatçı olan Jose Feliciano'nun o günlerde bütün plakları ülkemizde büyük bir ilgi görüyordu. Ancak Rain hepsinden daha popüler oldu ve Milliyet'in Pazar ekinde yayınlanan Müzik Klübü sayfalarında okuyucuların oylarıyla "1969 yılının melodisi" seçildi. Bu listenin sadece yabancı şarkılardan oluşmadığını, Rain'in Türkçe şarkıları da bir silindir gibi ezip zirveye yerleştiğini belirtelim.
Şarkının Müzik Klübü sayfalarında her hafta düzenli olarak yayınlanan listelerde o yıl, beş haftası 1 numarada olmak üzere toplam 17 hafta geçirdiğini yılın sonundaki bir ilanda plağı yayınlayan Melodi Plak Şirketi şu şekilde duyuruyordu:
Yine aynı sayfalarda yayınlanan 1969 yıl sonu anketinde "Yılın Erkek Şarkıcıları" dalında ise Jose Feliciano kendisine 4895 oyla ancak yedinci sırada yer bulabiliyordu. Rain'in Ajda Pekkan ve diğer Türk şarkıcıları tarafından yorumlanması ise 1970 yılında gerçekleşecekti.
Son not olarak belirteyim; Jose Feliciano'nun diğer birçok plağı gibi yukarıda görülen yerli baskı Rain 45'liğinin kapağı da sadece ülkemize özel olarak hazırlanmıştı. Kapaktaki resmi çizen ise henüz müziğe yeni başlamış olan günümüzün ünlü sanatçısı Hümeyra'ydı. O günlerde bir plak şirketinde grafikerlik yapmakta olan sanatçının resimle ilgisinin sonraki yıllarda da sürdüğü biliniyor. Bu yüzden bu orijinal kapaklı Rain 45'liğini geçtiğimiz haftalarda bir sahafta bulduğumda ne kadar çok sevindiğimi varın artık siz tahmin edin.

7.09.2010

Ajda Pekkan - Yağmur/ Tek Yaşanır mı?


45lik Plak (Türkiye Baskısı/ Philips 6009022)
A Yüzü: Yağmur (Rain)
B Yüzü: Tek Yaşanır mı? (Abracadabra)

Ajda Pekkan's Greek Songs adını taşıyan albüme alınmış Yunanca ikinci Ajda 45'liğinde yer alan iki şarkı 1970 yılında ülkemizde de Türkçe sözlerle yayınlanmıştı. Sanatçının Yunanca 45'liğinde I Agapi M'afise adıyla söylediği şarkının orijinali Jose Feliciano'ya ait Rain şarkısıydı. Fikret Şeneş adına sadık kalarak şarkıya Yağmur ismini koymuştu. Ancak daha önce de sözünü ettiğimiz gibi o yıllarda yabancı bir beste ülkemizde hit olduğunda şarkının başına üşüşmeyen kalmazdı ve şarkıcılarımız hemen bir şarkı sözü yazarıyla anlaşır, hazır tutmuş olan bu şarkıları plak yaparlardı. Bu yüzden Rain'i Türkçe sözlerle yorumlayan sadece Ajda Pekkan olmadı. Diğer iki yorumu başka bir makaleye bırakarak, Ajda'nın sesinden Yağmur listelerde nerelere gelmiş Milliyet gazetesinin arşivinden bir görelim...
Milliyet gazetesinin 24 Mayıs 1970 tarihli hafta sonu ekinde yayınlanan Müzik Klübü sayfalarındaki "En Çok Sevilen Melodiler" adlı 20 şarkılık listede; Ajda Pekkan'ın bu 45'lik plağının A yüzündeki Yağmur 19. sırada yer alırken, B yüzündeki şarkı Tek Yaşanır mı? 17. sıradan listelere giriyordu. Aynı günkü listenin üçüncü sırasında ise bir başka Ajda şarkısı Sensiz Yıllarda göze çarparken Tek Yaşanır mı?'nın orijinali olan Abracadabra da Sylvie Vartan'ın sesinden 11. sırada yer alıyordu.