12.10.2011

Homemade Production #8: Mirkelam

Mirkelam- Bu Yüzden Her Gece Ben...
(2011 Ev ve el yapımı sanal albüm/Tasarım ve derleme: Atilla Aydogdu)
CD-1 (Toplam Süre: 73'28")

1- Aşkımsın
2- Terle (Çıkış)
3- Hâlâ
4- Bahsettiğim Rastlantılar
5- Tatlım
6- Kokoreç
7- Bir Fotoğraf Çekinebilir miyiz?
8- Tereddüt (Giriş)
9- Zahmet Ne Demek
10- Yar Olacaksan
11- 3.Sokak
12- Ararım
13- Her Dem Her An
14- Erenköy
15- Hatıralar
16- İstanbul'da
17- Eksilerle Artılar
18- Unutulmaz
Mirkelam- Bu Yüzden Her Gece Ben...
(2011 Ev ve el yapımı sanal albüm/Tasarım ve derleme: Atilla Aydogdu)
CD-2 (Toplam Süre: 39'12")

1- Her Gece
2- Haykırıyorsam Sebebi Var
3- Bütün Çiçekler Su İster
4- Laubali
5- İstanbul
6- Bir Aşk Hikayesi
7- OOO
8- Aşk Garibi (Akustik)
9- Katilimsin (Akustik)
10- Unutulmaz (Enstrümental)
Mirkelam için bir "Best of" hazırlama fikri bundan altı yıl önce doğmuştu. Hatta bunu 22 Temmuz 2005 tarihinde AKŞAM gazetesinin Pencere ekindeki köşe yazımda uzun uzun dile getirmiştim. Mirkelam'ın o güne kadar yayınlanmış şarkılarından oluşan ilk "Best of" projem de o yazının sonunda yer alıyordu. Aradan geçen altı yılı aşkın süre içinde sanatçının kendine ait bir albümü, Kargo ile hazırladığı bir başka albümü ve çeşitli projeler için kaydettiği bazı şarkıları daha yayınlandı. Bu nedenle ben de iki CD'den oluşan yeni bir Mirkelam Best Of'u hazırlamayı uygun gördüm. İlk CD'de genellikle benim favorim olan şarkıları yer alıyor sanatçının. İkinci CD'de ise Her Gece gibi en popüler şarkılarından birkaçı, bazı şarkılarının akustik ve enstrümental versiyonları, ilk olarak Özlem Tekin'in sesinden popüler olan Laubali adlı bestesi, Bülent Ortaçgil (Bütün Çiçekler Su İster) ve Ezginin Günlüğü (İstanbul) gibi sanatçıların Tribute albümleri için kaydettiği şarkılar ile Ayhan Sicimoğlu (Bir Aşk Hikayesi) ve Kargo'yla yaptığı ortak çalışmalardan birer örnek yer alıyor. AKŞAM gazetesinde yayınlanan yazıya şu an Internet üzerinden ulaşılamadığından o yazının metnini de aşağıda tekrar yer veriyorum.
TATLI ŞEYLER ZARARDIR KALBİME GELİRSE FAZLA
Mirkelam, tek gecede şöhret olanlar arasında hâlâ en çok hatırlanan isim. Bundan 10 yıl önce Abdullah Oğuz’un o zamanların parasıyla 40 milyar karşılığında çektiği söylenen (söylenti, dedikodu yani…) Her Gece klibi sayesinde bir gecede herkes tarafından “koşan adam” olarak tanındı. Koş, koş, bir yere kadar tabii ki. Mirkelam’ın ünlü olduğu gecenin ertesinde Uğur Dündar’ın sunduğu ana haber programına (yoksa Arena’ya mıydı acaba?) konuk olduğu sahneyi gayet iyi hatırlıyorum. Fergan Mirkelam, bu tarz bir şöhrete henüz hazır olmadığını, böyle ünlü olmak istemediğini o kadar belli ediyordu ki “utanma” duygusunu bile saklayamıyordu. “Mirkelam” aslında Fergan Mirkelam ve İskender Paydaş tarafından oluşturulan iki kişilik bir projeydi başlangıçta. Ancak ülkemiz müzik piyasası pek demokrasiye alışık olmadığından her zaman olduğu gibi “eşit şartlarda iki kişi”yi sindiremedi içine. Mirkelam’ın iki neferi de bu baskılara dayanamadı ve ilk albümden sonra bir albümlüğüne yollarını ayırdılar.
Bildiğiniz gibi Mirkelam aslında Fergan’ın soyadı, ama 10 yıldır hepimiz onu Mirkelam olarak benimsedik. Bu nedenle yazının bundan sonraki kısmında ondan Mirkelam olarak söz edeceğim ben de. Mirkelam’da 10 yıldır hiç değişmeyen şeyler söz konusu bana kalırsa. Öncelikle o ilk canlı yayınında karşılaştığım “utanma duygusu”nu hiç yitirmedi bana kalırsa. Günümüzde bir süre sonra herkesle “yüz-göz olan” ve akabinde “yüzsüzleşen” o kadar çok popüler isim var ki; Mirkelam onlar arasında yer almadı hiçbir zaman. Onu Sabah Şekerleri arasında sunulan bir “ikram” olarak da görmedik hiç. Albümünü tanıtmak için şaklabanlıklar yaptığına da şahit olmadık. Bu yüzden belki de, ikinci albümünden sonra hiçbir zaman büyük satış rakamlarına ulaşamadı. İlk albümü dahil olmak üzere yayınlanan dört Mirkelam albümü de “sıra dışı” çalışmalardı oysa. Sanatçının ilkinde olduğu gibi yine kendi adını verdiği ikinci albümüyle geçtiğimiz yıl çıkan “Kalbimde Parmak İzin Var” albümlerinin hakkıysa açık açık yendi, bana kalırsa. İlk iki albümünü İstanbul Plak’tan, son iki albümünü de DMC’den çıkaran Mirkelam’ın bugünlerde beşinci albümünü hazırlamakta olduğu söyleniyor.
HÂLÂ DİNLİYORUM BU ALBÜMÜ
Yayınlanışının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen benim hala çok severek dinlediğim son Mirkelam albümü “Kalbimde Parmak İzin Var”ın neden hak ettiği ilgiyi göremediğini irdelersek belki yeni albümüne faydası olur diyorum. Albüm geçtiğimiz yılın bahar aylarında yayınlandı. Sıkı takipçileri bile albümden Doğan grubuna ait gazetelerdeki ilanlar sayesinde haberdar oldu. Geçtiğimiz yaz aylarını hatırlarsanız hemen her gün yeni bir pop şarkısı bir numaraya çıkıyordu listelerde. Bu kıyasıya mücadele ortamında Mirkelam’ın Aşkımsın şarkısına çektiği klip o kadar geç girdi ki gösterime, yaz ayları neredeyse sona ermek üzereydi. Oysa Aşkımsın son derece “zekice” hazırlanmış, ağızda eriyip giden aranjmanıyla tam yaz diskolarına göre bir şarkıydı. Aşkımsın klibinin gösterime girdiği hafta albüm “yok” sattı zaten. Ben bizzat hatırlıyorum, birkaç müzik markete uğramış ancak albümün ellerinde kalmadığı haberiyle karşılaşmıştım. Albümde Hâlâ gibi bir başka “potansiyel hit” daha varken albüm için çekilen ikinci klibin şarkısı Aşk Garibi oldu. İşin tuhaf yanı bu klipten sonra plak şirketi albümün defterini kapadı. Oysa müzik piyasasında bilinen bir gerçek vardır ki; tek şarkıyla albüm satamazsınız. Dinleyici “hit” olan şarkıyı sevse de o albüme para vermeye değecek en azından bir-iki şarkı daha olduğuna ikna olmak ister. Mirkelam’ın albümlerinin “iyi” olduğuna dinleyici ikna olamamışsa bana kalırsa bunda sanatçının değil, onu pazarlayamayanların hatası söz konusudur.
Peki, o kadar sanatçı arasında Mirkelam’ın müzikal anlamda farkı ne? Benim görüşüm; Mirkelam Türkçe’de “ironi”yi şarkılarına yedirmiş ender sanatçılardan biri (Bir de Mahzar Alanson ile birkaç isim daha var zaten). Sadece son albümünde yer alan şu kelime oyunları bile Mirkelam’ın farkını ortaya koyuyor: “Derin derin uzun uzun baksam sana/ Aşkımsın adlı şarkıyı istesem senden” (Aşkımsın adlı şarkıdan), “Çapını öğretirler de ayın bu hayatta/ Hissettiğim nedir peki mehtapta” (Hâlâ), “Katilimsin sen katilimsin/ Kalbimde parmak izin var” (Katilimsin). Bir önceki albümü “Unutulmaz”da Terle ve Kokoreç şarkılarında yaptığı ‘isim oyunları’nı son albümünde de “Lav/Love”da deniyor Mirkelam: “Lav lav volkanlarca/ Lav lav havalarda/ Önüne geleni yakar/ Ooo lavlar”. Şarkıda “lav” geçen yerlere “love” kelimesini koyduğunuzda da anlam kaybolmuyor.
Duyumlarıma göre Mirkelam beşinci albümünde son bir yılın “yükselen ismi” Pasaj Müzik’le çalışacakmış. Umarım bu kez “doğru kanallardan doğru iletişim” kurulur da bir Mirkelam albümü daha heba olmaz.
BEST OF’UM “BEST OF” OLSUN MU?
İki albümde bir plak şirketi değiştirmek ülkemizde hemen hemen bütün sanatçıların kaderi. Bir türlü “endüstrileşemeyen” müzik sektörü hâlâ kişisel başarılarla yürüyor ne yazık ki. Bu “istikrarsızlık”ın etkilediği en büyük alan ise “best of” albümler. Sanatçıların şarkılarının telif hakları bir türlü toparlanamıyor ve sanatçıların en güzel şarkılarından oluşan “best of” tarzı albümler bir türlü yayınlanamıyor. Sezen Aksu’nun bir “best of”unun olmadığı, Süperstar’ın “best of” diye kendi şarkılarını ‘cover’ yaptığı memleketimizde bir Mirkelam ‘best of’unun yayınlanmasını beklemek abesle iştigal sayılacağından ben sizin en iyi Mirkelam şarkılarını saptadım.