29.04.2011

Larry Mullen & Adam Clayton - Theme from Mission: Impossible

7" Vinyl Promo Single for Jukebox
(French Pressing/ Mother Records MUM75)
Side A: Theme from Mission Impossible
Side B: Theme from Mission Impossible (Junior's Hard Mix Edit)

1980'lerin sonlarında iki sezonluğuna ekranlara döndükten sonra tekrar hatırlanan Mission: Impossible 1996 yılında sinema salonlarına taşındı. Brian de Palma'nın yönetmenliğini üstlendiği filmin başrolünde ünlü oyuncu Tom Cruise vardı. Filmin müziklerini Danny Elfman hazırlarken filmin tema müziğini tekrar elden geçiren isimler U2'nun Bono ve The Edge'in gölgesinde kalmış iki elamanı olan Larry Mullen ve Adam Clayton oldu. Lalo Schifrin'in dünyaca ünlü temasını tekrar ele alan ikili soundtrack albümünde yer alan yorumlarını ayrıca single olarak da piyasaya çıkardı ve Billboard Hot 100 listesinde sekiz numaraya kadar yükselmeyi başardı. Clayton ve Mullen'ın çalışması aynı yılın sonunda En İyi Enstrümental Pop Performansı dalında Grammy Ödülleri'ne de aday gösterildi ancak kazanamadı. Farklı remikslerin yer aldığı iki değişik içeriğe sahip CD-Single ve 12" Maxi Single formatlarında piyasaya çıkarılan Mission: Impossible ayrıca jukebox'lar için çok sınırlı sayıda 45'lik plak olarak da basıldı.

Mustafa Özkent Orkestrası - Görevimiz Tehlike

45'lik Plak (Evren Plak 79)
A Yüzü: Görevimiz Tehlike (Mission Impossible)
B Yüzü: Pipeline

2000'li yılların ikinci yarısında Avrupa'da yeniden basılan plakları sayesinde nihayet hatırlanan Mustafa Özkent'in 70'li yıllarda kaydettiği iki albümü dışında iki de 45'lik plağı bulunuyor. Aklımda Sen Fikrimde Sen ve Ben Gamlı Hazan adlarında iki Türk bestesinin yer aldığı ilk 45'liğini 1973 yılında yayınlayan sanatçı bir yıl sonra piyasaya çıkan ikinci 45'liği için iki yabancı besteyi tercih etmişti. Bunlardan ilki o günlerde TRT'de gösterilmekte olan Görevimiz Tehlike dizisinin Lalo Schifrin'e ait tema müziğiydi. Geleneksel Türk şarkılarını farklı bir müzik anlayışıyla ele alan Özkent, ekranların bu sevilen melodisini de orkestrasıyla beraber Türk motifleriyle işlemişti. Ne yazık ki ne ilk 45'likteki iki şarkı, ne de ikincisinde yer alan Mission: Impossible ile Pipeline daha sonra yayınlanacak olan Mustafa Özkent albümlerine alınmadılar. Bulunması çok zor olan bu iki plaktaki kayıtlar ellerinde bulunduran koleksiyoncular tarafından hâlâ Internet üzerinden müzikseverlerle paylaşılmadı. (Hem bu iki plağa -ya da kaydına- sahip olan hem de bu blog sayfasını takip eden birileri var mıdır acaba? Eğer varsa ve bu kayıtları paylaşıma açmayı düşünürse biz buradayız ef'em!)

27.04.2011

Orijinal Dizi Müzikleri #6- Mission: Imposible

45'lik Plak (Stateside/TSS 4144)
A Yüzü: Görevimiz Tehlike (Orijinal Fon Müziği)
B Yüzü: Jim On The Move

Amerikan televizyonlarında 1966 yılından 1973'e kadar gösterimi süren Mission: Imposible'ın ülkemizdeki serüveni, dizinin Amerikan izleyicilerine veda etmesinden sonra başladı. Evlerinde televizyon olmayan insanların hemen her gece süslenip püslenip evlerinde TV olan komşularına ziyarete gittikleri günlerde TRT'de gösterilen dizinin her bölümünün başlangıcında, M:I ekibine bir teyp bandıyla gönderilen emir gizliliğini muhafaza edebilmek adına beş dakika içinde kendini imha ederdi.
Diziden o yıllardan benim hafızamda kalan başka bir ayrıntı da; ekip elemanlarının bir görevi yerine getirirken karşılaştıkları zorlukları halletmek için daha önceden öngörülemeyecek malzemeleri yanlarında taşımalarıydı. Dizinin tüm dünyada popüler olmasının en önemli sebeplerinden biri, dizinin jeneriğinde kullanılan Lalo Schifrin'e ait ana tema müziğiydi (2004 tarihinde Birgün gazetesinde yayınlanan -yukarıda da yer verdiğim- bir yazımda büyük bir gaflete düşerek dizinin müziklerini besteleyen sanatçının adını Lalo Schifrin yerine MI-II filminin müziklerini hazırlayan Hans Zimmer olarak zikretmiştim. Oysa Zimmer, dizinin gösterime girdiği 1966 senesinde henüz dokuz yaşında küçücük bir çocuktu).
Mission: Imposible, Görevimiz Tehlike adıyla TRT televizyonunda gösterime girdikten sonra bizde de hemen popüler olmayı başardı. Milliyet Yayınları, sadece dizinin kendisiyle yetinmeyen izleyiciler için 1973 yılında, ülkemizde gösterilmemiş Mission: Impossible maceralarından biri olan Para Yağmuru'nun kitabını yayınladı.
Tüm dünyada 1966 yılında piyasaya çıkan ve dizinin ana temasını içeren 45'lik plak da aynı yıl içinde Stateside etiketiyle ülkemizdeki müzikseverlere ulaştırıldı. Yerli baskı plağın B yüzü için seçilen şarkı ise dizinin soundtrack albümünde de yer alan Jim On The Move oldu (Bu sayfada linki yer alan mp3'lerden Mission: Imposible, benim bir blog sayfasında bulduğum orijinal 45'likten elde edilmiş bir kayıt. Jim On The Move'un plak kaydına ulaşamadığım için ne yazık ki bu şarkının CD'den elde edilmiş bir mp3'ünü kullanmak zorunda kaldım).
Dizinin başrollerini paylaşan Martin Landau ve Barbara Bain'in o yıllarda birbirleriyle evliydiler. 70'li yılların sonlarında Uzay 1999 adıyla bizde de gösterilecek olan Space 1999 dizisininde de birlikte kamera karşısına geçen iki oyuncu o günlerde gazetelerimize sık sık haber olmayı başarıyordu.
Ülkemizde ilk gösterildiği günlerde televizyonlu ev sayısının az olmasından dolayı diziyi herkesin izleyemediğini düşünen TRT yetkilileri 1976 yılında Mission: Imposible'ı ekranlara geri getirdi. Daha önce yayınlanmamış bu yeni bölümler dizinin daha geniş bir kitleye ulaşmasını sağladı.
Toplam yedi sezon çekildikten sonra gösterimi sona eren Mission: Impossible, 1988 yılında ekranlara geri döndü. Sadece iki sezon süren bu geri dönüş için orijinal kadrodan sadece Peter Graves'in yer aldığı bir kadro kurulmuştu.
Mission: Imposible'ın ikinci ekran macerası ilki kadar uzun olmasa da Hollywood yapımcılarının diziyi hatırlamalarına vesile oldu. Başrolünde Tom Cruise'un yer aldığı 1996 tarihli ilk Mission: Imposible filmini 2000 yılında ikincisi, 2006'da da üçüncüsü takip etti. Serinin prodüksiyon aşaması süren dördüncü filmi bu yılın sonunda gösterime girecek.

Bu Seride Daha Önce Yer Alan Dizi Müzikleri:
#5 - Police Woman/ Police Story (Kadın Polis/Polis Dosyası)
#4 - Baretta
#3 - The Persuaders (Kaygısızlar)
#2 - Charlie's Angel (Çarli'nin Melekleri)
#1 - Bonanza (Doludizgin)

22.04.2011

Danger Mouse & Daniele Luppi - Two Against One (feat. Jack White)

Digital Single (EMI Records)
Track 1: Two Against One (feat. Jack White)
Track 2: Black (feat. Norah Jones)

Müzik aleminde 2000'lerin ilk 10 yılına damgasını vurmuş beş adam say deseniz bunlardan biri Danger Mouse, diğeri de Jack White olurdu kendi adıma... Danger Mouse ya da gerçek adıyla Brian Burton, Cee Lo Green'le beraber oluşturduğu muhteşem ikili Gnarls Barkley imzasıyla 2000'lerin en güzel şarkısı Crazy'yi yaratırken, bir başka ikilinin (White Stripes) esas adamı olan Jack White de aynı dönemin en iyi birkaç albümünün altına (White Blood Cells, Elephant) imza atmıştı.
Brian Burton'ı Jack White'la aynı çatı altında buluşturan bir single oldu. Nisan ayının başlarında iTunes üzerinden yayınlanan Two Against One adlı bu single'ın ilk şarkısında Jack White'ın, ikinci şarkı Black'de ise Norah Jones'un vokalleri yer alıyor. Bu iki şarkının yer aldığı Rome albümü de bu yılın Mayıs ayında piyasaya çıkacak. Albüm Danger Mouse'un solo bir çalışması değil aslında. İtalyan besteci Daniele Luppi'ye ortak kotarılmış bir albüm "Rome"... Albümün ismi de Luppi'nin doğup büyüdüğü şehir olan Roma'dan geliyor. Klasik müzik eğitimi alan, daha sonra cazla da ilgilenen Luppi'nin çocukluğundan beri en büyük takıntısı spagetti-western filmlerine yaptığı müziklerle efsane olan Ennio Morricone'ymiş. Rome'daki diğer şarkılar gibi bu single'daki iki şarkı da Morricone'nin çalışmalarından ilham alınarak hazırlanmış. Morricone'nin 90'lı yılların popüler tarzı trip-hop'a da ilham verdiğini hatırlayınca, bu iki şarkının neden böylesine "iç burkan/ yürek yırtan" bir havaya sahip olduğunu da anlayıveriyoruz. Bu arada Norah Jones'un Black'teki sesinin bana fena halde Suzanne Vega'yı hatırlattığını da belirteyim. Hatta şarkı da Suzanne Vega'nın şarkılarından birini andırıyor ama hangisi olduğunu henüz çıkaramadım. Sonuç olarak; şimdilik sadece digital platformdan müzikseverlere ulaşan bu single'daki şarkıları ben çok sevdim. Acaba diyorum bu yüzden, yavaş yavaş 90'ların da nostalji günleri mi yaklaşıyor ne?

# 83 Funda - Affetmem

45'lik Plak (Doğan Plak/517)
A Yüzü: Affetmem (Funda)
B Yüzü: Sen (Funda)

Hey dergisinin 4 Temmuz 1977 tarihli sayısında yer alan Dilek Kutusu sayfasında "Şarkıcı Funda'nın kısaca tanıtılması"nı isteyen İstanbullu bir okur, şu şekilde aydınlatılıyordu:
Lise sıralarında öğretmenlerinin kendisine "senin müzikle hiçbir bilgin yok" demesine kızarak şarkıcı olmaya karar veren Funda adını Çaresizim adlı plağıyla duyurdu. Şarkıcılığın ötesinde Funda'nın bir de şairliği var. İlkokul yıllarından beri devamlı şiir yazan şarkıcı şarkılarının güftelerini de kendisi yapıyor. Sesini sadece plaklardan dinleyebiliyoruz Funda'nın. Zira şarkıcı heyecanlı olduğunu öne sürerek sahneye çıkmayı reddediyor. Halen nişanlı ve konservatuar öğrencisi olan Funda mezun olduktan sonra müzik öğretmenliği yapmak niyetinde. Şimdilik düğün hazırlıkları ile plak çalışmalarını birlikte yürütüyor.
1976 yılında ilk 45'liği Çaresizim'le ismini duyuran Funda aynı yılın sonlarına doğru yayınlanan ikinci plağı Affetmem'le başarılı çıkışını sürdürmeyi başardı. Şarkı sözlerini ve bestelerini kendisi yazdığı için birçok müziksever o günlerde Funda'nın ileriye kalacak bir isim olacağını düşünüyordu. Ancak genç şarkıcı burjuvayı eğlendirmek istemediği için gazino sahnelerine çıkmayı reddettiğinden dolayı müzik kariyeri sadece iki 45'lik ve birkaç televizyon programıyla sınırlı kaldı (Oysa ki o yıllarda tüm Türkiye'yi kapsayan bir çok turne düzenlenmekteydi, Funda -sanırım yaşı çok genç olduğu için- onlara da katılmamayı tercih etti).
Affetmem şarkısının sonraki yıllarda futbol marşlarındaki seyircilerin diline pelesenk oluşu bile Funda'yı müzik dünyasına döndürmeye yetmedi. Genç şarkıcı iki plağının yayınlandığı 1976 yılının sonunda Hey dergisinin okurları tarafından Yılın Ümit Veren 6. Kadın Şarkıcısı seçilmekle kaldı.
Hâlâ hatırlanan bir şarkı olmasına rağmen Funda'nın ikinci ve son 45'liği Affetmem yayınlandığı tarihlerde girdiği Hey listelerinde iyi bir grafik çizememişti. Hey dergisi plak yayınlandıktan kısa bir süre plağa eleştiri sayfalarında yer vermiş; "Kendi besteleri ve Zafer Dilek'in düzenlemeleri ile Funda, ilk 45'liğini aratmıyor" yorumunda bulunmuştu. Funda'nın bu ikinci plağıyla "bir yenilik getirdiği"ni de söyleyemeyen dergi yazarları "Aşk temasını işleyen ve sevenlere seslenen iki şarkısında da" Funda'nın kusursuz söylediğini belirtmeyi unutmamışlardı. Dergi bunca güzel söze karşılık plağa sadece, "şöyle-böyle" anlamına gelen üç yıldız vermekle yetinmişti. Funda'nın ikinci 45'liğindeki şarkıların isimleri kapakta Sen ve Affetmem olarak sıralansa da plak göbeklerine bakınca A yüzünde Affetmem'in yer aldığı görülüyor.
Affetmem ilk olarak 2005 yılında Ossi Müzik'in yayınladığı Bir Zamanlar serisinin ilk albümüyle CD'ye aktarıldı. Bu albümün kartonetinde Funda'yı ve şarkısını günümüz müzikseverlerine tanıtma görevini müzik yazarı Murat Meriç üstlenmişti.
Aynı firma tarafından 2009 yılında yayınlanan 14 Yılın En İyi 45'liği albümünde de yer alan Affetmem'i 2008 yılında Zilli Perküsyon grubu sanatçının kendisiyle birlikte tekrar yorumladı.Bu yorum aynı yıl piyasaya çıkan Cahide Sayfiye albümünde de kullanıldı. 2009 yılında Murat Uncuoğlu ve Emre HC'nin Bir Zamanlar Remix albümünde kullanmak üzere seçtikleri 10 şarkıdan biri de Affetmem oldu.
Funda'nın ikinci 45'liğinin B yüzünde yer alan Sen ise, 2008'in son aylarında yayınlanan Bir Zamanlar serisinin Özel albümü Keşfedilecek Plaklar sayesinde müzikseverlere ulaştı.

16.04.2011

#84 Mehmet Pekün - Zor Dostum Zor

45'lik Plak (Kent/ stx 1115)
A Yüzü: Zor Dostum Zor (Ülkü Aker/ Mehmet Pekün)
B Yüzü: Kalbine Sor (Ülkü Aker/ Mehmet Pekün)

Hey dergisi tarafından sesi Al Stewart ve Robin Gibb'e benzetilen Mehmet Pekün, 1976 yılında yayınlanan ilk 45'liğinde sözlerini kendisinin yazdığı Bak Bana ve Dinle Arkadaş adlı iki yabancı besteyi seslendirmişti. Fazla başarılı olamayan ve az sayıda satan bu ilk plaktan iki yıl sonra kaydettiği ikinci 45'liğinde ise Pekün, sözlerini Ülkü Aker'in yazdığı kendine ait iki besteye yer verdi. Sonuç; hem eleştirmenler nezdinde hem de tiraj açısından tam bir başarı... Hey dergisi; tam beş yıldız verdiği Zor Dostum Zor'u "Haftanın, hatta ayın plağı olmaya aday bir 45'lik" olarak değerlendirdi.
Can alıcı sözler, akıcı müzik, birinci sınıf vokal ve ilginç orkestrasyonla Pekün'ün iyi bir çıkış yapabileceğini düşünen Hey dergisi yazarları yanılmadılar ve Zor Dostum Zor 1978 yılının en çok satan plaklarından biri oldu. Aynı derginin listelerinde haftalarca 1 numarada kalmayı başaran plak yıl sonu geldiğinde de sahibinin yüzünü güldürdü. Mehmet Pekün 1978 Hey Oskarları anketinde Yılın Ümit Veren Şarkıcıları dalında Ayşe Mine'nin ardından ikinci sırada yer alırken, Zor Dostum Zor da Yılın 45'lik Plakları sıralamasında yedinci oldu.
Mehmet Pekün 1980 yılında Zor Dostum Zor'a cevaben yazdığı Sabret Dostum şarkısıyla aynı adı taşıyan ilk LP'sini yayınladıktan sonra bir süre suskun kaldı. 80'li yıllarıın ortalarına doğru, o günlerde her yanı kaplamış olan Taverna akımına uyarak piyanosunun başına geçen Pekün arabeskle yoğrulmuş bir tarzla geri döndü.
Sanatçı, Taverna ve Arabesk arasında gelip giden iki LP ve birkaç kasetin ardından 80'li yılların sonlarında tekrar sessizliğe gömüldü.

Vic McKenzie - Hey My Darling

45'lik Plak (Türkiye Baskısı/ Eurovox 8020)
A Yüzü: My Darling (I Wanna Make You Happy Again)
B Yüzü: Be Together

Vic McKenzie adını Google'a yazıp arama yaptığınızda karşınıza sadece 1977 yılında Türkiye'de basılmış bu 45'lik plağın ikinci el satış sitelerinde yer alan sayfaları geliyor. Vic McKenzie kimdir, başka hangi plakları yayınlanmıştır konusunda İnternet'te herhangi bir bilgiye ulaşmak imkansız. Sanırım şarkıyı o yıllarda seven ve günümüzde hâlâ hatırlayan sadece biz Türkler olduk. Ne gam! Yaklaşık 2-3 ay kadar önce ilk olarak bu 45'liğin 1 TL.'ye kapaksız bir baskısını bulmuştum. Aslında o anda şarkının ismini hatırlıyor olsam da, kendisini hatırladığımı söyleyemem. Eve gelip kaydetmeye kalktığımda birden bire şarkıyı hatırlayıverdim. Hey My Darling deyim yerindeyse su gibi akıp giden, şurup gibi bir melodiye sahip.
Kaydettiğim günden beri hemen her gün bir kez de olsa bu şarkıyı dinliyorum diyebilirim. Neyse ki bundan bir ay kadar önce bu 45'liğin çok temiz kapaklı, pırıl pırıl bir baskısına daha rastladım ve hemen onu da aldım. Bu sayfadaki kapak taramaları ve plak kaydı bu 45'likten elde edildi.
Plak kapağında sadece My Darling olarak yazılmış olsa da söz ve bestesi Vic McKenzie'ye ait olan bu şarkının adı plak göbeğinde Hey My Darling olarak geçiyor. Plağın B yüzünde yer alan Be Darling şarkısı sanırım 45'lik plaklardan sonra ilk kez bu blog sayfasında müzikseverlere ulaşıyor. İnternet'te aramaya kalktığınızda bu 45'liğin sadece Türkiye baskısına rastlamanız da boşuna değil; plak yayınlandığı yıl ülkemizde bir hayli popüler olmuş ve Hey dergisinin listelerinde birkaç hafta boyunca 1 numarada kalmayı başarmıştı (Şarkının adı Hey listelerinde de Hey My Darling olarak geçiyor).

14.04.2011

Homemade Production #7: 16 Horsepower

........................Bu derleme Nurdan Beşergil'e ithaf edilmiştir...................
16 Horsepower
Password:16hrspwr
(Homemade Production)
CD-1 (Total Time: 75'58")

Tracks:
01: South Pennsylvania Waltz
02: Neck on the New Blade
03: Low Estate
04: American Wheeze
05: Splinters
06: The Partisan
07: Strong Man
08: Poor Mouth Live
09: Phyllis Ruth
10: Cinder Alley
11: Day Of The Lords
12: Silver Saddie
13: The Denver Grab
14: Burning Bush
15: Sac of Religion
16: Just Like Birds
17: Ruthie Lingle
18: Poor Mouth
16 Horsepower/ Woven Hand
Password Is Still The Same
(Homemade Production)
CD-2 (Total Time: 58'47")

Tracks:
01: The Good Hand*
02: Horse Head
03: Wayfaring Stranger
04: Singing Grass*
05: Horsetail*
06: Haw
07: Dirty Blue*
08: White Bird*
09: Your Russia*
10: Beyond the Pale
11: Sinnerman
12: Whistling Girl*
13: Blessed Persistence
14: Horse Head*
15: Untitled*
(* Tracks by Woven Hand)
Bu haftanın başında ilk kez dinlediğim yeni gruplardan Infantree bana fena halde 16 Horsepower'ı hatırlatınca birden anılarım depreşti ve son 15 yıldır favori topluluklarımın başında yer alan grubu yad etmek istedim. Belki hiçbir zaman hak ettiği popülariteye sahip olamadı, plakları ise sadece binlerle ifade edilebilecek satış rakamlarına ulaşabildi ancak 16 Horsepower'ı, daha doğrusu grubun beyni David Eugene Edwards'ın çalışmalarını takip eden sıkı bir müziksever kitlesi her daim var oldu. Grubun ülkemizde, Amerika'dan bile daha ünlü olmasının nedenlerinden biri sanırım Roll dergisidir. Benim grupla tanışmam da Roll dergisi yazarlarından Merve Erol'un 16 Horsepower'ın ikinci albümü Low Estate hakkında Radikal'e yazmış olduğu yazı sayesinde olmuştu. Aynı albümü Roll dergisi için kaleme almak ise bana nasip olmuştu.
16 Horsepower'ın ilk albümü Sackcloth 'n' Ashes'ı ne yazık ki ikinci albümlerinden sonra dinleyebilme imkanı bulmuştum. Açık konuşmak gerekirse, grup ilk albümlerinde zaten "olayı bitirmiş"ti. Bu albüm dinlediğim ilk günden beri "Gelmiş Geçmiş En Çok Sevdiğim Albümler" listemde ilk sırada yer alıyor. Grubun icra ettiği müzik bana göre "kategorize edilemez" olsa da genellikle müzik çevrelerinde "Alternatif Country" ya da "Gotik Americana" olarak adlandırılıyor. Edwards'ın İsa/ Tanrı/ Kutsal Ruh üçgeninde dönenip duran karanlık sözleri ve bu sözlerini acımasızca buladığı katran karası besteleri insan ruhunda tamir edilemez hasarlar meydana getirecek kadar güçlü olmuştu. Dört stüdyo albümünün ardından 16 Horsepower elemanları birlikteliklerini askıya aldılar ve David Eugene Edwards yoluna Woven Hand ile devam etti. 2002 yılında kaydedilen ilk Woven Hand albümü ile son 16 Horsepower albümü Folklore'ün piyasaya çıkış tarihleri aynı günlere denk geldi. Bu iki albümü Roll dergisinin Ocak 2003 tarihli 51. sayısı için aynı yazıda değerlendirmek yine bana kısmet olmuştu. (Yanlış hatırlamıyorsam Woven Hand albümü bana "demo baskısı"yla ulaşmıştı ve o aşamada albümün David Eugene Edwards'ın ilk solo çalışması olacağı söylenmişti. Bu nedenle Roll'daki yazının başlığında albümün sahibi olarak Woven Hand değil sanatçının kendi adı yazıyor.)David Eugene Edwards, Woven Hand olarak 16 Horsepower adıyla kaydettiği çalışmalardan daha fazla sayıda albüm yayınlamış olsa da müzikal anlamda hiçbir zaman uzaklara doğru seyretmedi. Bugüne kadar yayınlanmış olan sekiz Woven Hand albümünde sanatçı, 16 Horsepower albümlerinde yer alan bir çok bestesini tekrar tekrar yorumladı. Sizlerle paylaştığım iki CD'den oluşan bu 16 Horsepower derlemesinin ikincisinde bu tekrar yorumlardan bazıları yer alıyor. İlk CD'deki şarkı seçimlerini ve derlemenin kapak dizaynını bundan yaklaşık 10 yıl kadar önce yapmıştım. Bu nedenle ikinci CD'deki şarkılar daha çok 2000 sonrasının tarihini taşıyor.
Bu sayfada yer alan "oynar haldeki gif resimler"i de (yanlış hatırlamıyorsam) 2003 yılında kendi ellerimle hazırlamıştım. Yıllardır hard disklerimde kendi kendine "oynayıp" duran bu çalışmalar da nihayet bu sayfa sayesinde gün yüzüne çıkma fırsatı buluyor. Son olarak derlemenin adı olarak seçtiğim "Password:16hrspwr"ın kaynağının, bugünlerde Can Yayınları'ndan üçüncü kitabı (Bir Sonraki Dolunay) yayınlanan sevgili arkadaşım Nurdan Beşergil olduğunu belirtmek isterim. Ayrıca bu derlemeyi de ona ithafen bu blog sayfasına koymak istedim.