7.08.2010

Güle güle Billboard Türkiye


1996 yılının Kasım ayında ilk sayısı yayınlanan Billboard Türkiye, bu ay piyasaya çıkan 46. sayısıyla birlikte yayın hayatına veda etti. Ne yazık ki son yıllarda dünya müzik dergileri piyasasında da kendini hissettiren satış düşüklüğü ve reklam alamama sorunları (Amerika'da Rolling Stone bile geçtiğimiz yıl boyutunu ve hacmini küçültmek zorunda kaldı) sonunda ülkemizdeki İsmi tescilli müzik dergilerinin ikinci temsilcisi Billboard Türkiye'yi de vurmuş oldu. İlk sayısından itibaren (çekirdek kadroda yer almamama rağmen) derginin her sayısında ben de elimden geleni yapmaya çalıştım. Özellikle bu yıl hemen her sayıda değişik konularda geniş geniş listeler hazırladık. Kapağında U2 elemanlarının yer aldığı son sayının kapak konusu da benim kalemimden çıktı. Zaten o yazıyı evde bitirip dergiye gönderdikten kısa bir süre öğrendim dergimizin akıbetini. Benim çok sevgili arkadaşım ve dergimizin Genel Yayın Yönetmeni Meltem (Fıratlı) telefonda bu haberi benimle paylaştığında boğazıma birşey geldi oturdu, ne diyeceğimi bilemedim. Billboard için son köşe yazımı da bu haberi öğrendikten sonra yazdım açıkçası... Bu yüzden biraz buruk bir yazı oldu. Aşağıda okuyabileceğiniz bu yazının sonuna bu blog sitemin adresini de ekledim. Yazıyı bu sayfalara aktarmak istememin birkaç sebebi var. Bunlar arasında en önemlisi; geçtiğimiz ay nihayet bilgisayara bağlanabilen bir pikap satın almış olmam. Mesele sadece pikap almak değil tabii ki... Bu yılın ilk aylarından itibaren üçer-beşer toparladığım 45'lik plaklarımın sayısı ise inanılmaz bir hızla artmaya devam ediyor. Bir arkadaşım sayesinde keşfettiğim Taksim'deki bir sahaftan son iki ayda tanesi "1 lira"ya (evet sadece 'bir' Türk Lirası) o kadar çok plak aldım ki, kısa sürede çok zengin bir plak arşivim oluştu. Üstelik bu plakların yüzde 95'i hemen hiç kullanılmamış ve pırıl pırıl kapaklara sahipler. İsviçre'deki bir sahaftan geldiklerinden dolayı 45'liklerin çoğunluğu Fransız baskısı. Bu işe meraklı olanlar bilir; 45'liklerin Fransız baskıları orijinal İngiliz veya Amerikan baskılarından daha farklı kapaklara sahiptirler. Gelmek istediğim nokta şu; bugüne kadar bu siteye genellikle Internet aracılığıyla ya da CD'lerden ulaşabildiğim şarkıları koyabiliyorken, bundan sonra direkt plaklardan kendi elimle yaptığım kayıtları koyabileceğim. Üstelik plakların ön ve arka kapaklarıyla plak göbeklerini de elimden geldiğince eklemeye çalışacağım. Billboard Türkiye'nin yarattığı boşluğun kendi payıma düşen kısmını hiç değilse bu şekilde telafi etmek istiyorum. Daha sık ve daha zengin bir içerikle görüşmek üzere...

Hiç yorum yok: